“Çok Kültürlülük ve Hoşgörü Buluşmaları” kapsamında Adıyamanlılar Vakfı Adıyaman Şubesi, Süryani cemaati ile bir araya geldi.
Adıyamanlılar Vakfı Adıyaman Şubesinde düzenlenen toplantıya AK Parti Adıyaman Milletvekili Dr. M. Murtaza Yetiş, Adıyaman Süryani Cemaati Metropoliti Ğriğoriyos Melki Ürek, Adıyamanlılar Vakfı Adıyaman Şubesi Başkanı Murat Demirkol, STK Başkanları ve Adıyamanlılar Vakfı Adıyaman Şubesi yönetim kurulu üyeleri katıldı.
“Süryanilik nedir?”, “Adıyamanda Süryaniliğin tarihçesi”, “ Mor Petrus ve Mor Pavlus Kilisesi’nin Süryanilikteki yeri ve önemi”, “İnanç turizmi açısından Adıyaman Süryani cemaati ve kilisesinin yeri ve önemi”, “Adıyaman toplum yaşamında Süryanilerin istek ve beklentileri” ve , ‘Toplumsal uzlaşıda Adıyaman Modeli’ni nasıl kayıt altına alabiliriz?’ gibi gündem konuları ile gerçekleşen toplantıda konuşan Adıyaman Süryani Cemaati Metropoliti Ğriğoriyos Melki Ürek:
“İnsan doğası, inancı müşahhastır, gerçektir. Bir arada yaşama Tanrı’nın koyduğu bir kuraldır. Medeni insanlarda sakınca koyma veya önyargı olmamalıdır. Her felsefi görüşün temelleri “adalet” ve “insan”dır. Bireysel menfaatler yerine değerleri hâkim kılmalıyız. Süryanilik köken itibariyle Arami derler. Arami ise kültürünü devam ettiren tek grup Süryanilerdir. Hıristiyanlığın Ortadoks mezhebine bağlı bir ırktır. Daha sonra Katolikler ve Marunîler gelir. Fenikeliler de bir Süryani koluydu. Antakya’da yoğun olarak yaşayan ve Ortodoks-Rum olan Melkitler de Süryani kökenlidir. Babil, Irak bölgesi Süryanileri olan Keldaniler’de sonradan Roma’ya iltihak etmişlerdir. Nasturi’ler 5. y.y da Süryani’lerden kopmuşlardır. 1836’da Amerika’da ortaya çıkan Asurîlik veya Aşurilik hareketi asılsız ve mesnetsizdir. Nasturilerden kopmuş bir grubun hareketidir. Süryaniliği, 5. y.y dan sonra siyasiler parçaladılar.Babil’den Akdeniz’e kadar olan bir bölgeye hakim idiler.Gerçek nüfusları 90 milyondu. Ancak 20 milyona düştü. Kopuşlardan sonra (en son Hindistan’da büyük bir kopuş olmuş) şu an 2,5 milyon kaldığını söyleyebiliriz. Bu bölünmüşlük bizi rahatsız ediyor ancak biz silahı, şiddeti İsa’dan sonra bırakmışız ve dolayısıyla kendimizi koruyamıyoruz. Sıcak politika yapmıyoruz. Bizans baskısından sonra İslam’la tanıştık, birlikte yaşamaya başladık. Önceleri Araplarla, sonra Moğollarla, Kürtlerle birlikteydik. İran’la yakındık, ilişkilerimiz çok iyiydi ama biz Hıristiyanlığı seçtikten sonra İran bize düşman oldu, kıyım yaptı, bizleri öldürdü. Adıyaman’da azalarak 7 aileye düştük. Bu küçülme bize çok pahalıya mal oldu. Büyük dramlar yaşadık. Her şeyimizi kaybettik. Buradaki kiliseye patrik tarafından atama yapılana kadar kilise bakımsızdı.150 aile vardı ama dinlerini yaşayamıyorlardı. Ben, buraya atandıktan sonra çok uğraştım ama çok sıkıntıda yaşadık. Burayı bırakıp gidenlerin mal varlıklarına hemen el konuyordu. Evlerimiz, arazilerimiz başkaları adına tescil edildi, varlıklarımız elimizden alınıyor. Son 10-15 yıldır hükümet bize iyimserlik gösteriyor. Zor bela hükümetten aldığımız izinlerle kiliseyi onardık. Mahallemiz geri kalmış bir bölge ancak bu bölgeye güzel bir tesis kazandırarak gelişimine katkıda bulunmuş olduk. Yüzümüze tebessüm eden Belediye yetkilileri bizi oyalıyor. Biz de mecburen Ankara’ya, hükümete gitmek zorunda kalıyoruz. Belediye işlerimizi yapmıyor ve burada çok basit olarak halledilebilecek işler için Ankara’ya ulaşmak zorunda kalıyoruz. Hiçbir zorlukla karşılaşmadan işlerimizi yaptırmak istiyoruz. Dinimizden dolayı ayrımcılığa tabi tutulmak istemiyoruz. Ben buraya Adıyaman’la çatışmaya, kötülük yapmaya gelmedim. Misyonerlik gibi bir amacım da yok. Zaten misyonerlikten en çok zarar görenler de bizleriz. Ama beni asılsız gerekçelerle kötülüyorlar. Ölüm tehdidi aldım, bunu yapan şahıs suçüstü yakalandı ama hâkim O’nu serbest bıraktı, herhangi bir ceza almadı. Hala bize nahoş sözlerle hakaret eden gençler var. Burası bizim vatanımız. Neden kendimizi korumak zorunda kalalım. Genelde Adıyaman’ın sevgisini, saygısını kazandım. Başbakan, “Türk, Kürt, Arap, Çerkez” diye devam eden ünlü repliğine Süryanileri de katmalı. Bu çok önemlidir. Bu olmadan biz meşrulaşamıyoruz. Eskiden bir Süryani bir de Ermeni Mahallesi vardı ancak şu an kalmadı. Kiliseyi deprem tehdidinden korumak için restore ettik. Vatandaşlık ilkesi, hemşerilik ilkesi çok önemlidir. Bu çerçevede birlikte yaşama kültürünü konuşuyoruz. Süryaniler de normal bir Müslüman vatandaşın sahip olduğu haklara sahip olmalıdır. Kimle muhatap olsak, konuşsak Hak ve Adalet ‘ten bahsediyor. Ama bu hep söylemde kalıyor. Pratikte hep ayrımcılığa tabi tutuluyor, ötekileştiriliyoruz. Demokratik açılımı bir iradeye göndermeliyiz. O da halkın iradesi olmalıdır. Okulumuz yok, kendi dilimizi öğretemiyoruz. Böyle bir hakkımız olmalı. Vali ve Belediye Başkanı bize karşı adil olmalı. Gençlerimiz devlet kurumlarında işe alınmıyor. Bizi riskli görüyorlar. Polis olamıyoruz, subay olamıyoruz. Geçmişte bu sorunlarımız olmasaydı bu kadar azalmazdık. İnşallah Yeni Anayasa ile eşitlik sorunlarımız da çözülür. Adıyaman ve İnanç turizmi ile ilgili sorulan bir soruya cevaben; Adıyaman’ın adını Süryaniler ‘in bulunduğu her yere duyurduk ve kilisemizi ziyarete geliyorlar. İnanç turizmi açısından Adıyaman’a katkımız çok fazla. Adıyaman’daki kilise tüm Süryanilerin katkısıyla oluşturulmuştur. Adıyaman için bir kazanımdır. Kilisenin adıyla ilgili sorulan bir soruya cevaben; Süryaniler ilk Hıristiyanlardır. Petrus Süryanilerin ilk patriği, Pavlus’ta Romanın ilk patriğidir. Misyonerlerden biz de Müslümanlar kadar çektik diyen Ürek ,” Milletvekillerimizin ilgisini beğeniyorum. Çok sık geliyorlar Adıyaman’a, görüşüyoruz” dedi.
AK Parti Adıyaman Milletvekili Dr. M. Murtaza Yetiş ise yaptığı konuşmada, “Türkiye artık konuşabilen bir ülke haline geldi. Süryani cemaati ile ilgili sorunları; 1- Hukuki 2- Dini bağlamda ele alabiliriz. Bu, her iki bağlamda da aslında birlikte yaşamamıza engel olacak bir durum yoktur. Peygamberimizden bir örnek; Kendisini ziyarete gelen Hıristiyan rahiplere; camimizde ibadet edebilirsiniz anlayışı. Bu ülkede öyle zamanlar olmuş ki, Müslümanlar cenazelerini yıkatacak insanlar bulamamış. Ak Parti, tersine giden bu süreci normalleştirmeye çalışıyor. Hepimiz bu ülkenin asli vatandaşlarıyız. İncil’in orijinal dili Arami’cedir. Sonradan Latinleştirilmiştir. Yani Doğu Hıristiyanlığının orijinali kadim Süryaniliktir. Sahabe, bizim için ne kadar azizse, Mor Petrus ve Mor Pavlus’ta öyledir. T.D.K. “gâvur” kelimesini Hıristiyanlık olarak tanımladı. Bunun değiştirilmesi gerekir, dışlayıcı bir kavramdır. Adıyaman’a bir Telkari Atölyesi açmak gerekir. Dışarıdaki Süryanilerin Adıyaman’a dönüşünü sağlayacak çalışmalar yapmak gerekir” dedi.
Adıyamanlılar Vakfı Adıyaman Şubesi Başkanı Murat Demirkol ise, “Vakıf olarak böyle bir buluşmaya vesile olduğumuz ve Adıyaman ilimizin uzun yıllardır mukimi olan Süryani hemşerilerimizi misafir etmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Son yıllarda Türkiye’de özellikle temel hak ve özgürlükler noktasında, eksiklikleriyle beraber bir değişim ve dönüşüm yaşanıyor. Farklı inanç ve kimlikteki insanlara yönelik yaklaşımda da bir bakış değişikliği var; anadil sorunu çözümünde atılan adımlarda olduğu gibi. Üniversitelerde bölümler açılıyor. Devlet yetkilileri azınlık cemaatlerini ziyaret ediyor, bir diyalog başladı. Bütün bunlar bize bir ümit veriyor. İşte bu bağlamda Vakfımız Adıyaman Şubesince organize edilen “Çok kültürlülük ve hoşgörü” buluşmaları ile; çağımız insanının özlediği kardeşlik anlayışının, kardeşlik hukuku ve kardeşlik ahlakının bütün yönleriyle işlenmesi, günümüz hayat tarzının birbirimize karşı kardeşlik duygularımızı zayıflatan yönlerinin, kardeşlik hukukunun dünya ve ahreti ilgilendiren boyutlarını gündeme getirerek ilimiz özelinde var olan değerlerimizden hoşgörü, kardeşlik ve dayanışma ruhunun daha da güçlenip ülke çapında da geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Sevgi, barış ve hoşgörünün simgesi ilimizin; bu günlere gelmesinde istinasız her ferdin emeği ve alın teri vardır. Bu nimetlerin bizlere sağladığı imkânlar ve yüzyıllardır sevgi, barış ve hoşgörü ile oluşturduğumuz kardeşlik ikliminin farkında olmalı, kimsenin tavsiye ve telkinine ihtiyaç duymaksızın oluşturduğumuz bu farklı zenginliğin daha da güçlenmesi için elbirliği ile gayret göstermeliyiz.”dedi.
Haber: Zeynal BOZ / ADIYAMAN