Darülaceze sakinlerini ziyaret eden Adıyamanlılar Vakfı bursiyer öğrencilerine II. Abdülhamit Han ve Darülaceze hakkında bilgi veren Darülaceze Başkanı Nevzat Bayhan, “Darülaceze, Abdülhamid Han’ın insanlığa bir şefkat mesajıdır” dedi.
Ziyarete, Burs Komisyonu Başkanı Ramazan Oruç, Üniversiteliler Komisyonu Başkanı Adem Dağhan ile İstanbul’daki üniversitelerde okuyan 30 Adıyamanlı öğrenci katıldı. Adıyamanlı öğrencileri, Darülaceze’nin banisi Abdülhamid Han'ın kendi eliyle yaptığı mobilyaların bulunduğu tarihî odada ağırlayan Darülaceze Başkanı Nevzat Bayhan, II. Abdülhamid Han ve Darülaceze hakkında öğrencilere bilgiler verdi.
Bayhan, Darülaceze’yi şöyle anlattı:
“İstanbul, “Dersaadet”tir; yani saadet yurdudur. “Saadet yurdu”na insanlar akın akın geliyor. Sokaklar dul, yetim ve kimsesiz insanlarla dolup taşıyor. Şefkat padişahı Sultan Abdülhamid Han’ın bu duruma yüreği dayanamıyor ve çözüm yolları arıyor. Abdülhamid Han yeni bir bina yaptırarak kimsesiz ve âcizlerin orada huzur içinde yaşamalarını, genç olanların ise tekrar hayata dönmelerini sağlamayı düşünüyor. Bunun için özel eşyalarını satışa sunarak 7.000 Osmanlı altını tedarik ediliyor; aile efradından da 10.000 altın değerinde mücevher toplayıp Darülaceze’nin yapımına başlıyor. Abdülhamid Han, hem sanatı hem de yardımı seven bir padişah olup kendi elleriyle yaptığı mobilyalar hâlen binanın içindedir.
Darülaceze’nin içerisinde camii, kilise ve sinagog bulunduğuna dikkat çeken Bayhan, dinlere azami saygı gösterildiğini, Osmanlı döneminde binanın yarısının Müslümanlara, yarısının ise gayrimüslimlere ayrıldığını, Darülaceze’de sadece yaşlıların değil, 0-3 yaş arası yetimlerin de bulunduğunu ifade etti.
Bayhan; İslam ümmetine 33 yıl halifelik yapan Abdülhamid Han'ı ise şu sözler ile anlattı:
Yıllarca önümüze öyle bir Abdülhamid Han portresi sundular ki; ‘o bir Kızılsultan, o bir müstebit’ algısı oluşturdular. Bu da tamamen cehaletten kaynaklanıyor. Darülaceze bahçesinde bulunan Ali Rıfat Paşa büstünün altına ‘Darülaceze banisi’ yazılarak uzun zaman burayı asıl yaptıranın Sultan Abdülhamid olduğu gerçeğini dahi gizlemeye çalışıldı.
Abdülhamid Han, bir tarafta üç kıtada asayiş ve huzuru ikame ve idame adına üzerine titrediği kültürler ve milletler arası dengeyi koruma mücadelesini bütün platformlarda verirken, diğer taraftan iç hesaplaşmaları akılları hayran bırakan siyasetiyle yönetiyordu. Bu arada da Osmanlı coğrafyasını cami, mescit, türbe, dergâh, namazgâh, çeşme, hastane ve okullarla donatıyordu. Alman İmparatoru II. Wilhelm Kayzer, “Bildiğim siyasetin %99’unu Abdülhamid’den, %1'ini ise diğer siyasetçilerden öğrendim” der. Alman devlet adamı Prens Bismarck ise, “Dünyada 100 gram akıl varsa, bunun 90 gramı Abdülhamid Han’da, 5 gramı bende ve geri kalan 5 gramı da diğer dünya siyasilerindedir” demiştir.
Günümüzde Sultan Abdülhamid Han’ın izinden giden idarecilerimizin olduğuna dikkat çeken Bayhan, “O güzel medeniyet algısını hâlâ yürüten dünya çapında liderlerimiz var. Sayın Başbakanımızın ve Bakanımızın gösterdikleri yakın ilgiyle Darülaceze muhteşem bir mekân olarak hayatiyetine devam ediyor” dedi.
Bilgilendirmeden dolayı Nevzat Bayhan’a teşekkür eden Burs Komisyonu Başkanı Ramazan Oruç, “Kültürümüzü, değerlerimizi yarınlara taşımamızı sağlayan ve en değerli varlıklarımız olan yaşlılarımıza karşı sorumluluklarımızı yerine getirme ve bu değerlerimizi yaşatma amacıyla bu tür etkinliklere vakıf olarak daha çok ağırlık vereceğiz” dedi.
Vakıf yetkilileri ve öğrenciler, daha sonra Darülaceze’de kalan yaşlıları ziyaret ettiler. Ziyaret dolayısıyla memnuniyetleri gözlerinden okunan yaşlılarla tek tek ilgilenip, onlarla muhabbet etme imkânı buldular.
Haber: Abdulkerim SONKAYA / İSTANBUL